Cevap: Gitar alırken yanınızda bilen birinin olması çok iyi olur. Tek başınıza alacaksanız ilk etapta şunlara dikkat edin:
a. Teller çok yüksek olmasın.
Klavyenin (sapın), tellere olan uzaklığı (tel yüksekliği) olabildiğince az olmalıdır. Bu miktarı bilemeyeceğiniz için orada bulunan üst model gitarların tel yüksekliğiyle kıyaslayabilirsiniz (veya direk üst kalite alırsınız). Büyük ihtimal iyi kalite gitarların tel yüksekliği normal seviyededir. Yüksek tel gereksiz güç harcamanıza yol açar. Normalin 2- 3 katı güçle basmak gerekebilir. Gitar çalmak yerine gitarla savaşırsınız. Tadınız kaçar.
Ancak akustik ve elektrogitarlarda bu yüksekliğin ayarlanabilmesi için bir düzenek vardır. Klavyenin içinden boylu boyunca bir demir geçer. Bu demire “truss rod” denir. Anahtarıyla sağa sola çevirdiğimizde sap da ileri geri hareket eder ve istenilen yüksekliğe ayarlanır. Ancak ağaçta problem varsa, bu yöntem her zaman çözüm olmayabilir. O yüzden ayarlanabileceğinden emin olun.
b. Her perdeyi tek tek çalarak kontrol edin. Hiçbir perdeden cızırtı gelmemeli.
Perde dediğimiz şey, klavyedeki (saptaki) demirlerin arasıdır. Her boşluk bir perdedir. Her perdeden uzun ve berrak ses gelmeli. Bir cızırtı, kısa ses veya başka bir bozuk ses varsa o gitarı almayın. Alt model gitarlarda bu probleme daha sık rastlarız.
c. Klasik ve akustik gitar bakarken, gövdenin çeşitli noktalarına parmağınızla orta kuvvetle vuruşlar yapın. Bunu yaparken telleri tutarak susturun. Eğer bir cızırtı, bir kırık sesi geliyorsa içeride kırık veya çatlak vardır. Almayın.
d. Elektrogitar alımında muhakkak amfiye takıp deneyin.
Her düğmenin ve her kolun çalıştığından emin olun. Teller yüksekse satıcıdan ayarlarının yapılmasını isteyin. Daha da iyisi ayarları yapılmış bir gitarı test edin. Elektroda birden fazla ayar yapılması gerekir. Bunlardan biri tel yüksekliği, diğeri tel uzunluğu ve bir diğeri de klavye (sap) ayarı içindir. Ayrıca manyetik ayarlarına da bakılmalıdır.
e. Klavyeye, gitarın alt tarafından veya üst tarafından bir bakın.
Klavye, gövdeden cetvel gibi dümdüz çıkmalı ve klavyede, hiç eğilme bükülme olmamalıdır. Gitarla birlikte bir de akort cihazı (tuner) edinin. İlk etapta akort yapmanın en rahat yolu tuner olacaktır (akıllı telefonların uygulamalarında da tuner mevcuttur). Gitarı sıcakta, soğukta bırakmayın. Kalorifer yanında, arabada, güneş altında, nemli ortamlarda uzun süre bırakmayın. Siz hangi koşullarda rahat ediyorsanız gitar da aynı koşullarda korunmalıdır.
Cevap: Olmaz!
Hiç bir yaş geç olmaz.
Normal şartlar altında, her insan "kesinlikle" gitar çalabilir. Seviye az olur çok olur ama kesinlikle belli bir düzeye gelinir.
Cevap: “Kesinlikle hayır”. Şart değildir.
Sanıyorum bu söylenti şuralardan kaynaklanıyor: Belli zamana kadar elektrogitar eğitimi verecek nitelikli eğitmen bulunamıyordu. Kurs veren yerler de öğrenciyi kırmamak veya kaçırmamak için böyle bir şey üretti. Bir ihtimal de şu: bazı aileler çocuklarının elektro çalmasına pek taraftar olmuyorlar. Onlar böyle bir söylenti çıkarmış ve diğer veliler tarafından kabul görmüş olabilir.
Bu konuyla bağlantılı olarak şöyle bir bilgi vermek uygun olur: hangi türde çalışırsak çalışalım, öncesinde “klasik müzik” altyapısı oluşturmanın kesinlikle faydası vardır. Klasik müzik ders sistemi öğrenciye çok şey verir. Bu bilgilerden sonra elektroya veya başka bir türe geçmek çok rahatlatıcı olacaktır. Ama kesinlikle böyle bir gereklilik yoktur. Üstelik öğrenci bu türden hoşlanmıyorsa canı sıkılıp motivasyonu da azalır.
Yanda değerli karikatürist ve çizgi roman yazarı Cengiz Üstün'ün yol gösterici bir çalışması var. Kendisinden de izin alarak yayınlıyorum:
Cevap: Bilmiyoruz.
İlk derslerden itibaren küçük parçalar çalmaya başlanır. Gelişerek ilerler. Ama ne kadar çalınca bizim için tamamdır, neyi çalınca "hah tamam" deriz, gitarın ve müziğin hayatımızdaki yeri ne olacaktır gibi bilinmez sorular olduğu için asla bilemeyiz.
Ancak somutlaştırmaya çalışırsak şöyle bir bilgi verilebilir: 3-6 ay arası ortalama bir hakimiyet kurulur, bir repertuarınız oluşur ve eşinize dostunuza çalabilecek duruma gelirsiniz.
İlk şarkılarla beraber içinizde bir inanç oluşur. Kendinize inanmaya başlarsınız ve bu işi kotarabileceğinizi anlarsınız. Sonra yıllarca sürdürürsünüz. Bırakmazsınız.